22.04.2009

Gün Doğduran

I
ben artık bu kapılardan sensiz giremiyorum, biliyor musun
bu odalar yalnızlığım; koyu, yapışkan, inatçı
kuytulardan kurtarıp sürüklediğin günbatımlarından
her geriye dönüşte kimsesizlik kaygısı ama

II
takvimler saydım, söylemiş miydim
gecikmişsin tam dört uykusuz zemheri, bir ıssız defter
“zaman sensin” diyeceğim, buna iznim yok
can törpümü yavaşlattı gülüşün

III
fecir beyitleri okuduğum o çilingir sen olsaydın
"ciğerinizi dilimleyip sözünüze sarıyorsunuz"
ya da Üsküdar levanteni makadam sokaklarda
serin – pak bir yağmurla abdestli çırılçıplak gövdemi
secdede çarşaflayan evliya bıyıklı ambulans şoförü

IV
ben artık
sen gidersen yarınım yok
bir yatsı cinneti daha taşımaz bedenim

“zaman sensin” ( Aragon – Elsa’ya Şiir )

28.12.1995 - Silivri

1 yorum:

  1. Merhaba Avni,

    Her iki şiirini de defalarca ve sindire sindire okudum. Buna, bir başka şiirini ("Dün, Bugün, Yarın") de ekledim. Senin şiirin için, şunları demek, çok doğru olur bence: "Avni Çakar'ın şiiri, her harfinin bedeli ödenerek yazılmış (yapılmış), haysiyetli bir şiirdir."

    Tabii bu saptamam, kimi, bence ufak-tefek biçim aksaklıklarını söylememe de engel değil hiç.

    "Dün, Bugün, Yarın" şiirindekiler:

    *) "Ayışığında" değil, "Ay ışığında" olmalı. (Biliyorsun, bileşik sözcükler, bileşenlerinin bir araya geldiğinde, anlamsal dokusu değişen sözcüklerdir. Örnek: "Kadın" ve "but" sözcükleri, birleştiğinde "kadınbudu" diye bir yemek türünün adı ortaya çıkıyor. Ama, "Ay" ve "ışık" birleştiğinde, başka bir anlam ortaya çıkmıyor.)

    **) "Dünyalar arası"nı, senin gibi yazanlar var gerçi, ama ben olsam "dünyalararası" olarak yazardım. Tıpkı "uluslararası" yazdığım gibi. (Çünkü orada da, "dünyaların arası"nı değil, başka bir bağlamı duyumsatmaya çalışıyorsun.)

    ***) Şiirin başlığında iki kez, içinde de bir kez kullandığın virgülün de, şiirine bir şey kattığı kanısında değilim. Zararı var mı, yok; ama yararı da yok!

    "Gün Doğduran" şiirinde:

    Tek yazım yanlışı gördüm: "gün batımlarından" değil, "günbatımlarından" olmalı. (Ordaki "gün", bildiğimiz "gün" değil de, "güneş" olduğu için öyle.)

    Senin gibi yazmakta bir sakınca olmasa bile, "Üsküdar"ın ilk harfinin (de) küçük yazılması, onun o semti çağrıştırmasına ket vurmaz. Eşanlamlı-eşsesli durumların aynı anda gerçekleştiği momentler hariç; tüm özel isimler, şiirde küçük harfle başlatılabilir.

    "Hayatın Şiirini Yazmak" şiirinde ise,sadece virgüllerin (gene) gereksiz olduğunu söyleyeceğim.

    İmgelerin damıtılmışlığındaki titizliklerin; eğretilemelerindeki çok katmanlılık ve dolayısıyle çok çağrışımlılık; ses potansiyelini "ağdalı bir romantizm"e dönüştürmeden, etkileyiciliğini şiirinin en ücra köşelerine değin taşıyabilmen ve böylelikle lirik akışkanlığını her daim koruyabilmen, her zaman dikkatimi çeken, hakikaten çok güçlü yanların senin.



    Üç şiirinin de havası, tınısı, rengi, rayihası..her şeyi yerli yerinde. Ne eksik, ne fazla. Fakat biri beni, "illle de öne çıkan şiir hangisi?" diye inatla söyletmeye çalışırsa ve ben de dayanamazsam bu dirence, "Gün Doğduran" derdim.

    YanıtlaSil

Fotoğrafım
Çorlu, Tekirdağ, Türkiye
İnsan olgunlaşmaz, olsa olsa acılarını olgunlaştırır.