ablama
baştan sona ürpertiydi uykumuz
sabahın ısırgan dalları dolanırdı ayaklarımıza
akşam üstleri havadar düşlerimizi özler
herkesten çok kendimizden kaçırırdık yüreğimizi
hiç bir babanın kokmadığı kadar yabancı, uzak
unutabildin mi vişne dalındaki kan damlasını
babaanne duaları mı yatıştırdı can acını
kelebek kanatların sarhoş fırtınaya yenik
işlediğin her nakışta daha sıkı sarılmalar
ne yapsan, yaşamaya itiyordu ilkgençliğin
silivri: düşüp tohuma durduğun toprak
onarabildin mi ağzındaki yırtılmış kahkahanı
-
bu şiiri ben, cekedimin tüm düğmelerini ilikleyerek okuyabilirim ancak; diyeceğim ama, resmiyetten kurtuldum kurtulalı, ceket de giymiyorum ki.
YanıtlaSilyazılan şiir olunca, susmak en iyisi.