Son yıllarda, dergilerde, insanı şiir yazmaktan da, şiir okumaktan da ömrübillâh caydıracak saçmalıklarla yüzgöz oluyoruz. Bu saçmalıkları sergileyenlerin, bu saçmalıklar etrafında kümeleşen, klikleşen, deyiş yerindeyse tekkeleşen ve cemaatleşenlerin çoğunun, kendini solcu ve lâik diye niteleyen kesimlerden çıkması ise apayrı ve bize özgü bir garabet.
Avni Çakar'ın "Mangal Açmazı"nda somutlaştırdığı iki pırlanta(dan) dizesini okuyunca, bunları düşündüm. Demek, iş gevezelik etmekte değilmiş. Demek, aklına estiği gibi yazmak başka şey; şiire, onu en birikmiş, en damıtılmış hâliyle var-kılıncaya değin ter dökmek, daha başka bir şeymiş. Avni'nin şiir başarısı, kerameti kendinden menkul o şairimsi döküntülere bilmem ders olabilir mi?
Son yıllarda, dergilerde, insanı şiir yazmaktan da, şiir okumaktan da ömrübillâh caydıracak saçmalıklarla yüzgöz oluyoruz. Bu saçmalıkları sergileyenlerin, bu saçmalıklar etrafında kümeleşen, klikleşen, deyiş yerindeyse tekkeleşen ve cemaatleşenlerin çoğunun, kendini solcu ve lâik diye niteleyen kesimlerden çıkması ise apayrı ve bize özgü bir garabet.
YanıtlaSilAvni Çakar'ın "Mangal Açmazı"nda somutlaştırdığı iki pırlanta(dan) dizesini okuyunca, bunları düşündüm. Demek, iş gevezelik etmekte değilmiş. Demek, aklına estiği gibi yazmak başka şey; şiire, onu en birikmiş, en damıtılmış hâliyle var-kılıncaya değin ter dökmek, daha başka bir şeymiş. Avni'nin şiir başarısı, kerameti kendinden menkul o şairimsi döküntülere bilmem ders olabilir mi?